SELASTROLOGY: tv series

tv series etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Eylül 2017 Salı

Sense8

Posted by seleng on Eylül 19, 2017 in netflix, sense8, tv series, wachowski,

Herkese selam! Yine güzel bir dizi önerisi ile postumu yazmaya başladım. Muhtemelen duymuş olabileceğiniz biri dizi olan "Sense8" hakkındaki düşüncelerimi yazmak istiyorum. Dizi gerçekten güzel, ama şu şekilde güzel; "Boş vaktim var ve biraz heyecanlanmak, hatta beynimin birazcık yanmasını istiyorum" şeklinde bir güzel. Anlatabildim mi bilmiyorum ama, bence dizi gerçekten izlenmeye değer.

Bu arada dizi yine bir "Netflix" dizisi. Konusunu da kısaca şöyle anlatayım; Farklı ülkelerdeki 8 kişinin bir anda kendilerini bulması ve birbirlerini pek çok anlamda tamamlaması üzerine kurulmuş bir dizi. Yani, "Sun" karakteri uzak doğulu bir kadın ve dövüş sanatında çok usta. "Seoul" da yaşıyor. Eğer "Mairobi"de yaşayan Capheus karakteri bir kavganın içinde yer alır ve zor bir durumda kalırsa bir anda Sun, Capheus oluveriyor ve onu savunabiliyor. Birbirlerinden başka kimse olan biteni ne görüyor ne de anlıyor. Dizi bu yüzden oldukça heyecanlı gidiyor bence.

Hali hazırda 2 sezona sahip "Sense8" dizisi, 3. sezonda izleyicilerine veda edecek. 3. Sezonda sadece 2 saatlik bir bölüm çekeceklermiş diye okudum. Yani tek bölüm ve bu bölüm final bölümü olacak. Bu yönden de ilginç gelmişti bana mesela.

Dizi hakkında söylemek istediğim birkaç şey daha var; dizide bir miktar cinsellik var. Zaten dizinin yönetmenleri olan "Wachowski Kardeşler" de bilindiği üzere cinsiyet değiştirdiler ve çok iyi bir LGBTİ savunucularıdır. Cinsel anlamda daha açık görüşlü insanlar tarafından dizinin yönetildiğini söyleyebilirim. Rahatsız olacak olanlar varsa zaten ilk bölüm rahatsız olup izlemeyi bırakırlar. Ama bence izlenmeyi hak ediyor.

Benim dizi hakkında söylemek istediklerim bu kadar. Bana dizi önerebilir misiniz?
Love you,
xoxo!

14 Eylül 2017 Perşembe

Black Mirror

Posted by seleng on Eylül 14, 2017 in black mirror, black mirror günleri, gelecekhane, studiox, tv series,

Herkese selam! Bu postumda sizlere uzun zamandır takip ettiğim ve bayılarak izlediğim -hatta şaşırarak desem daha doğru olur- dizi olan "Black Mirror" hakkında bir yazı hazırlıyorum. Bugüne kadar diziye başlamamış olanlar varsa hiç vakit kaybetmeden başlamalılar diye düşünüyorum. Çünkü dizi, insanın yüzüne gerçekleri vururken hiç acımıyor.

Dizi konusu itibariyle, gelişen teknolojinin hayatımıza olan faydalarını değil tam tersi zararlarını ele alıyor. Kullandığımız aletlerin bizi takip ediyor oluşu, görüyor, dinliyor ve daha kötüsü müdahale edebiliyor oluşu sizce de dehşet verici değil mi? Black Mirror'ı izlediğinizde teknolojiden soğumaya başlıyorsunuz ama nereye kadar. Bu aletler artık hepimizin hayatı olmuş durumda ve kurtulmamız neredeyse imkansız.

Black Mirror tema ve konu açısından bence başyapıt bir dizi. En güzel özelliği de film gibi oluşu. Yani, her bölüm farklı oyuncular, farklı konular farklı olaylar dönüyor. Yönetmeni, senaristi bile her bölüm için farklı insanlar oluyor. Çok farklı bir dizi olduğu buradan belli değil mi?

Dizi şuan da 3. sezonda. Ama ilk iki sezonda çok az bölüm olduğu için hızla güncele erişebilirsiniz. Kaldı ki, bölümler birbirini bağlamadığı için istediğiniz bölümü bile istediğiniz zaman izleyebilirsiniz. Bu detayda bence keyifli.

Son olarak, 19 Eylül 2017'de Studio X'de "Black Mirror Geceleri"nin bir yenisi daha gerçekleşecek. Saat 19.30 ile 21.00 arasınca sürecek olan bu etkinliğe katılım da tamamen ücretsiz. Etkinlik İstanbul'da olacak. Katılmak isteyen herkesin detaylı bilgi alabilmesi için yönlendirebileceğim web sitesi; https://www.facebook.com/events/1733076350320171/?fref=ts

Organizasyonu GelecekHane düzenliyor.
Studio X'in adresi ise; Studio-X İstanbul

Pürtelaş Hasan Efendi, Meclis-i Mebusan Cd. No:35, Beyoğlu

Dizi hakkında yorumlarınızı benle paylaşmayı unutmayın!
Love you,
xoxo

7 Eylül 2017 Perşembe

Hostages

Posted by seleng on Eylül 07, 2017 in billy brown, dram, dramatic, dylan mcdermott, gerilim, hostages, mateus ward, quinn shephard, rhys coiro, sandrine holt, tate donovan, thriller, toni collette, tv series,

Selam, bugün sizlere eş, dost, aile, çoluk, çocuk kim varsa oturup izleyebileceğiniz bir dizi önerisinde bulunacağım. Dizinin adı "Hostages". Türkçe karşılığı "rehineler" şeklinde. Hostages, tek sezon ve 15 bölümden oluşuyor. Her bölümü en fazla 45 dakika ama genellikle 40-41 arasında değişiyor. Kesinlikle sıkmıyor ve çabucak bitiyor. Öyle çabuk bitiyor ki ne olduğunu bile anlamıyorsunuz yani.

Dizi konusu itibariyle bir FBI ajanının, Amerika başkanını ameliyat edecek olan kadın doktoru ve ailesini rehin alması ile başlıyor. Yalnız bu FBI ajanını dizinin ilk sahnesi olarak öyle bir gösteriyorlar ki şok oluyorsunuz o sahneye. Ben şahsen şaşırmıştım yani ve bu merakı verdiği için devam etmek istemiştim.

Biraz araştırdığımda diziyi çok seven bir kitle göremedim açıkçası. Sadece dizinin doğru zamanda bitmesi yönünde ortak bir fikre sahiplerdi. Yalnız diziyi sevenler de yok değil tabii. Kötü bir dizi önermiyorum gerçekten. Hem polisiye tadında hem de bir kadının ailesi için neleri başarabileceği konusunda izlenebilecek bir dizi olduğunu düşünüyorum. Ayrıca, doktorun bu 15 bölümde ailesi ile ilgili öğrendiği şeylerde diziye devam etmenizi sağlıyor kesinlikle. En azından 7-8. bölüme geldiğinizde, "Bu kadar izledim, devamını da izleyebilirim." diyorsunuz yani. Zaten 40 dakikalık dizi, boş vaktinizi bile değerlendirebilirsiniz bu dizi ile.

Oyuncularından bahsetmeden önce, dizinin orijinali Kore yapımıymış, sonradan öğrendim bende. Artık dizi oyuncularına geçebiliriz.

- Dylan McDermott
- Toni Collette
- Tate Donovan
- Sandrine Holt
- Rhys Coiro
- Billy Brown
- Mateus Ward
- Quinn Shephard şeklinde bir kadroya sahip.

Dizi konusunu genel itibariyle anlatacak olursam; bir devlet hastanesi doktorunun Amerika başkanını ameliyat edecek olması üzerine rehin alınması, bunun devamında da gelişen olayların hepsinin birbiriyle bağlantılı olması ve hatta o doktorun seçilmesinin dahi bir nedeni olması etrafında anlatılan olaylardan bahsediyor. Ben sıkılmadım, sizde sıkılmazsınız eminim. Dizide rahatsız edici herhangi bir sahne yok bu nedenle her bölümü gönül rahatlığı ile kimle isterseniz izleyebilirsiniz.

Kendinize iyi bakın!
Love you,
xoxo

24 Ağustos 2017 Perşembe

The Sinner

Posted by seleng on Ağustos 24, 2017 in Bill Pullman, Christopher Abbott, dram, gerilim, gizem, Jessica Biel, mystic, the sinner, thriller, tv series, usa network,

Selam! Bugün yine yine ve yine bir dizi önerisinde bulunacağım. Şöyle güncel bir diziyi takip etsem diyorsanız bu önerim sizlere göre!

Bahsedeceğim dizi "The Sinner". İnanılmaz büyülü bir dizi bence. Aynı zamanda da psikolojisini bozuyor insanın çünkü her bölümde, her sahnede "yuh" diyeceğiniz şeyler oluyor. Dedektifin, vakayı incelemesi diziyi bambaşka boyutlara taşıyor. Belki de o dedektif bu davayla ilgilenmeseydi olay çoktan kapanacak ve hiçbir şey gün yüzüne çıkmayacaktı.

Sadece ana karakter değil, bana göre dizideki her oyuncuda biraz saykoluk var. Şok ediyor hepsi beni. İzlemenizi şiddetle öneriyorum.

Bunların haricinde, büyük ihtimalle gerilim, dram, gizem gibi kategorilerde dizi arayanlar için ilaç gibi gelecek bir dizi öneriyorum. The Sinner, oyunculukları ile de göz dolduruyor bence. Kesinlikle izleyin ve takipte kalın.

Şuana kadar 4 bölümü yayınlandı ve yayınlanmaya devam ediyor. USA Network kanalında yayınlanıyor, ama ülkemizde her türlü dizi sitesinden izlemek mümkün. Zaten direkt dizi bölümlerinin linkini sona koyacağım her zaman ki gibi :)

Oyuncularda bahsetmem gerekirse, başrolleri; Jessica Biel, Christopher Abbott, Bill Pullman gibi oyuncular var. Benim favorim Bill Pullman olsa da Jessica Biel'de oyunculuğunu konuşturuyor yani.

Dizi hakkında birazcık fikirlerimi belirtmek istiyorum, bu kısım SPOILER içerebilir dikkat! 3 bölüm izledim ve hala Cora'nın sırlarını çözemedim. Ama dizide bir şey var ki çok sevdim. Cora'nın dış görünüşü aslında bize o kadar çok şey anlatıyor ki! Mesela kadının kahkül kullanmasının bile bir nedeni varmış. Ben bu kadar söyleyeyim, gerisini de siz izleyerek görün. Cora bir şey anlatıyor ve biz izleyenler sürekli kadına inanıyoruz. Bu nedenle de yalanlar ortaya çıktığı için değil gerçeklerin ne denli tuhaf olduğuna şaşırıyoruz. Hala ilk bölümdeki şarkıyı duyduktan sonra adamı öldürmesinin nedenlerini bulamamışken bölümler ilerledikçe nedenini bulamadığım şeylerde artmaya devam etti. Bu durum bir bakıma bana haz veriyor çünkü üzerine kafa yoruyorum. Kısacası ben diziyi beğendim ve Cora'nın geçmişini deli gibi merak ediyorum!

Dizinin tüm bölümlerine ulaşmak için tıklayın.

Bir başka dizi, kitap, film önerisinde görüşmek üzere!
Love you,
oxxo

18 Ağustos 2017 Cuma

American Gods

Posted by seleng on Ağustos 18, 2017 in american gods, din, laura moon, mitolojisi, mr. wednesday, öneri, shadow moon, starz, tv series,

Selam! Bu postu yazarken gerçekten o kadar heyecanlıyım ki, aklımdakileri unutmamak için hızlı davranmaya çalışıyorum. Bir önceki öneri postumun sonunda bahsettiğim gibi, bu postumda "American Gods" dizini anlatacağım. Şu kadarını söyleyebilirim ki, hayatımda izlediğim en mükemmel dizi idi.

Öncelikle, bu dizinin orijinal bir kitabı var. Ben henüz kitabını okumadım ama yorumlara baktığımda çoğu kişi, dizinin kitaptan çok sapmadığından bahsediyor. Bu iyi bir şey bence. Dizisi bu kadar mükemmelse, kitabını düşünemiyorum zaten.

Dizi 1 sezon ve 8 bölümden oluşuyor. 2 günde bitirdim hızlıca. Konusu itibariyle hiçbir şey bilmeseniz de sizi içine çekiyor, çok şey bilseniz de zaten kendinizi içinde buluyorsunuz. Dizi isminden de anlayacağınız gibi, karakterlerin çoğu tanrılardan oluşuyor. Biz bu tanrıların ne tanrısı olduğunu ilk başlarda çok anlayamıyoruz, çünkü insan görünümündeler ve normal davranıyorlar. Birkaç tanrının tanrı olduğunu en başında anlıyoruz, onlar zaten çok farklılar :)

Diziye dair en sevdiğim detay gerçekten özgün ve orijinal bir yapım olması. Ben böyle bir dizi daha önce izlemedim. Eğer kanlı sahneler görmeye çok dayanamıyorsanız başlamayın diyeceğim ama, başlamalısınız. Diğer dizilerdeki kan sahnelerinin verdiği rahatsızlık emin olun bu dizide yok. Anlatılan hikayeler, yaşanan olaylar ve daha bir sürü detay, sizi oturduğunuz yere sabitliyor.

Konusundan biraz daha bahsedecek olursam, "Shadow Moon" adlı karakterin 3 yıl hapis yatıp çıkmasına 5 gün kala eşinin ölüm haberi ile erken tahliye edilme kararı diziyi başlatıyor. Tabii, bu sahneden önce öyle bir sahne var ki ağzım açık izledim desem yalan olmaz. En başındaki savaş sahnesinden bir tek ben etkilenmiş olamam bence.

Mr. Wednesday benim dizideki favori karakterim. Onun da bir tanrı olduğunu söylememe gerek yok çünkü zaten anlıyorsunuz. Dizinin son bölümünde efsane bir sahnesi var, muhakkak diziyi bitirin diyorum.

Din ve mitoloji dizide çok iç içe kullanılmış. Karakterlerin canlandırılması, oyunculuklar ve dizinin gidişatı efsane güzel ilerliyor. Kafanıza takılan soru işaretleri, diğer bölüm hemen cevap buluyor. Ama son bölümde taşlar yerine daha iyi oturuyor elbette.

American Gods, daha 3. bölümünde iken 2. sezon onayını almış. Benim için inanılmaz iyi bir haber bu. Çünkü yaz tatilim boyunca sürekli dizi izleyen biri olarak böyle mükemmel bir yapımı izledim ve bu dizinin 2.sezonunu da takip edebileceğim. Yani hiçbir şey için geç kalmamış oldum. Bu diziyi izlemeyenler gerçekten dizi izledim demesin. Daha ne kadar övebilirim bilmiyorum ama, diziyi her şekilde izlemeniz gerektiğine inanıyorum.

Özellikle bu dizi için sizlerle konuşmayı, birbirimizin görmediklerini paylaşmayı çok isterim. Hatta sırf bu dizi hakkında konuşmak için Whatsapp grubu bile kurabilirim :) Ne kadar etkilendiğimi siz düşünün.

American Gods'ı izlemek için tıklayın.

Dizi, kitap, film önerisinde bulunmak için selengnydn1@gmail.com adresine mail atın lütfen. Dönüşler alıyorum ve buradan onlara çok teşekkür ediyorum!

Love you!
xoxo

17 Ağustos 2017 Perşembe

Claws

Posted by seleng on Ağustos 17, 2017 in american gods, claws, tnt, tv series,

Selam! Hızlıca bir dizi önerisinde daha bulunmak istiyorum. Dizinin adı "Claws". Konusu da 5 kadının başına gelen maceraları anlatıyor. Bir manikür salonunda kara para aklama işleri ile uğraşan Desna'nın hikayesini daha çok izliyoruz aslında. Fakat neredeyse dizideki tüm olayların Desna ile ilgisinin olması da büyük etken elbette.

Bu diziyi önerirken herkesin sevmeyeceğini bilerek öneriyorum aslında. Herkese hitap etmeyecek şekilde ilerliyor olabilir çünkü. Ama ben özellikle gençlerin sevebileceği kanısındayım. Elbette daha çok kadınların ilgisini çekecek bir dizi. Manikürlü tırnaklar, kadronun çoğunluğunun kadın olması gibi sebepler hemen bizleri kendine çekecektir diye düşünüyorum.

Claws, oyuncu kadrosuyla da farklı bir dizi. Çok iyi bir oyuncu kadrosuna sahip mesela. Çoğu oyuncuyu tanıdığınıza da eminim. Yalnız söylemeden edemeyeceğim, dizideki en genç karakter 30 yaşında filan herhalde. 2 tane küçük kızı her bölüm görmediğimizi ve neredeyse hiç diyalogları olmadığını da göz önünde tutmalısınız, bu bilgide :)

Boş zamanlarınızda izleyebilirsiniz diye düşünüyorum. Çok bağımlı olacağınızdan değilde, "ne yapsam" diye düşündüğünüzde açın izleyin. Bir şekilde sonunu getiriyorsunuz ve hiç sıkılmıyorsunuz.

Diziyi diğer önerilerim kadar överek anlatmayacağım, çünkü diğerlerine haksızlık olur. Bu dizi çerezlik bir öneri olsun. Şuan da ilk sezonunu 10 bölüm ile tamamladı ve sezon finali yaptı. İzleyeni var ki, 2.sezon onayı da alarak devam edecek. Bence bir izleyin, eğlenin, zamanınızı değerlendirin. Bu arada bu diziyi gerçekten türkçe altyazı olmadan da anlayabilirsiniz diye düşünüyorum. Konuşmalar çok akıcı ve anlaşılır şekilde devam ediyor.

Dizi önerisinde bulunmak isterseniz, selengnydn1@gmail.com'a mail atmanız yeterli!

Claws'ı izlemek için tıklayın.

Bir sonraki postumda, önermek için heyecanla beklediğim "American Gods" olacak. Şu kadarını söyleyebilirim ki, uzun bir yazı ve inanılmaz etkilenmiş bir ben ile karşılaşacaksınız!

Love you!

15 Ağustos 2017 Salı

Ozark

Posted by seleng on Ağustos 15, 2017 in charlotte, marty byrde, netflix, ozark, öneri, tv series,

Selam! Yine bir dizi önerisiyle postumu paylaşmış bulunuyorum. Son zamanlarda izlediğim ve bir çırpıda bitirdiğim en iyi diziler arasında kesinlikle "Ozark" ilk sıralarda yer alıyor. Diziyi o kadar çok sevdim ki, ikinci sezonunun başlaması için sabırsızlanıyorum.

Dizi konusu itibariyle gerilim, dram ve gizem türlerini işliyor. Her bölüm hepsini muhakkak görüyorsunuz yani senaryosunda. Bu anlamda da gerçekten çok başarılı. Çünkü her dizi aynı anda hem gizemli olup hem dramı hissettirip hem de gerilim yaşatamaz bence. Dizi senaryosunun çok başarılı olduğunu ve çok mantıklı hazırlandığını düşünüyorum.

Ozark, bir Netflix dizisi. Daha önceki postumda da bahsetmiş olmalıyım ki, ben Netflix dizilerini gerçekten çok beğeniyorum. Dizinin oyuncuları da kesinlikle çok başarılı kişilerden oluşuyor, diziyi sevmemin bir diğer nedeni de bu sanırım.

Dizi, bir mali danışmanlık şirketinde çalışan Marty Byrde'ın öncelikle kendi hayatını nasıl kurtardığı ve sonrasında atıldığı maceraları konu ediniyor. Bu maceralarda Marty'nin ailesinin de rolü büyük ve aslında her bölümde hepsi adına yeni bir macera görebiliyoruz.

Ekşisözlük gibi platformlarda bazılarının bu diziyi Breaking Bad'e benzettiğini okudum. Fakat bence alakası yok. Bir kere dizide herhangi bir şekilde uyuşturucu yok. Uyuşturucu yapımı ya da satımı yok. Sadece Marty'nin paralarını aklamak zorunda olduğu bir kartel mafyası var. Yani dizideki tek uyuşturucu kısmı burası.

Tüm karakterleri seviyorum bu dizide. Bu nedenle de en sevdiğim karakter şu diyemiyorum diğer diziler gibi. Muhakkak izlemenizi de öneriyorum. Bu dizi hakkında konuşmak isterseniz de kesinlikle maillerinizi, yorumlarınızı bekliyorum.

İktisat yani ekonomi okuduğum için dizi beni bir tık daha fazla kendine çekmiş hatta kendine direkt aşık etmiş olabilir. Ama eminim ki sizlerde izlemeye başlarsanız sonunun nasıl geldiğini anlayamadan dizi akıp gidecek. Son olarak söylemeden edemeyeceğim, dizi başlarındaki büyük O harfi içine farklı simgelerle ZARK yazan bir diziden bahsediyorum. Z,A,R,K kelimelerinin her biri farklı bir simge ve hazırlanan simgeler izleyeceğiniz bölüm hakkında da ipucu niteliğinde. Şifreleri çözerken eminim, çok eğlenecek ve heyecanlanacaksınız!

Bahsettiğim simgeler;

Dizi bölümlerine ulaşmak için tıklayınız.

Bana dizi, film, kitap önerir misiniz? selengnydn1@gmail.com

Love you'

11 Haziran 2017 Pazar

The Knick

Posted by seleng on Haziran 11, 2017 in knickerbocker hospital, the knick, tv series, yabancı dizi,

Herkese selam! Artık okulların da kapanmasıyla ve yaz tatilinin resmi olarak başlamasıyla kendimi kitaplara, yabancı dizilere ve filmlere verebilirim diye düşünüyorum. Bu nedenle de ilk atılımlarımı yaparak hemen dizi araştırmasına girdim. İlgimi en çok çeken dizilerle de başlangıcımı yaptım. Bu postumda sizlere "The Knick" dizisinden bahsetmek istiyorum. Gerçekten muazzam bir dizi ve nasıl final yaptığına aklım ermiyor. Çünkü dizi o kadar güzel ki, o zamanlarda yaşamadığınız için şükrederken; aslında dönemin o boyutunu hiç düşünmediğinizi de fark ediyorsunuz.

Öncelikle dizide gerçekten ne ararsanız var. Irkçılık, bilim, tıp ve neredeyse olabilecek tüm hastalıklar... Dizi asla "Doktorlar" ve "doktorların hayatı" tadında geçmiyor. Aksine, dizide oynayan doktor ve onun hayatı ayrı bir dizi bile olabilir. İlk bölümünden itibaren tek bir dakika sıkılmadım, "çabuk geçse" demedim. Hatta bitince de ne çabuk bitti diye şaşırdım.

Biraz bilimle alakalıysanız ya da, antibiyotiğin bulunmadığı, narkoz yerine eroin kullanıldığı, ambulansların para karşılığında insan taşımayı yarış haline getirdiği o enteresan ve bir o kadar kötü dönemleri merak ediyorsanız, durmayın hemen başlayın. Ama, kan göremeyenler, insan vücudunda herhangi bir yer kesilirken bakamayanlar hiç bulaşmamalı; bence.

1900'lü yılların tıp dünyasını konu edinen The Knick'ten sizler için bazı fotoğraflar eklemeyi de unutmuyorum, elbette.

Eğer diziyi izlemeye başlarsanız, beni de haberdar etmeyi unutmayın ve lütfen dizi hakkındaki görüşlerinizi benimle paylaşın. İyi seyirler diliyorum.