GÖNÜLLÜ ABLALIK, KADIN DAYANIŞMASI
Herkese merhabalar…
Şu anda 2013 yılında atmış olduğum bir postla hayatımın
nasıl değiştiğini sizlere anlatmak için 2016 yılındaki ilk postumu heyecanla hazırlıyorum.
Öncelikle, o kadar çok olumlu geri bildirim ileten ve
ekibimize katılmak isteyen kişiler ulaştı ki gerçekten hiç beklemediğim kadar
bir yoğunlukla karşılaştım. Maillerin hepsine teker teker cevap vermeye
çalıştım ama birçoğuna yetişemedim ne yazık ki… İnanın hepinize ulaşabilmeyi
çok isterdim! Hepinizle sohbet edebilmeyi, hepinizle çocuklar üzerine planlar
ve ziyaretler gerçekleştirmeyi…
Bundan sonra daha sağlam bir şekilde yolumuzda
ilerleyeceğimizi düşünüyorum, çünkü gönüllü ablalığın ne demek olduğunu artık
hepimiz biliyoruz. Ulaştığımız onlarca çocuğun ablası olmak, onların gözlerine
bakabilmek, ellerinden tutup 10 dakika oyunlar oynamak bu yoldaki her şeye
bedeldi.
Çok sıra bekledik. Gönüllü abla olmak kolay değildi,
vazgeçmedik. Belirli gün ve saatler dışında içeri alınmadık. Birçok yetkiliyle
görüşme sağladık, fakat bu yoldan dönmeyi hiç düşünmedik.
Bu yüzden bir “gönüllü abla” olabildik.
Gönüllü ablalık adına mail atmış iseniz tekrarlamanızı,
atmadı iseniz ulaşmanızı içtenlikle bekliyorum.
Mailim, selengnydn1@gmail.com . Tüm soru, görüş ve gönüllü
abla olma isteklerinize açığım, yılmadan cevaplandırmak için de bekliyor
olacağım.
Bugün hayatımı değiştiren postumun üzerinden 3 yıl geçmiş ve
benim fikirlerimin gram değişmemiş oluşu, hala yardım etme isteği ile
çırpınıyor oluşum beni inanın çok mutlu ediyor. Bu yüzden de sizlere bahsetmek istediğim
bir diğer özel konu ile yazıma devam ediyorum…
“Kadın”. Her gün gerek evimizin içinde, gerekse dışarlarda
gördüğümüz hemcinslerim. Bir kadın olarak bu ülkede yaşayabildiğim, ölmeden
geçirebildiğim, eski sevgilimin onu reddettiğim için boynuma bıçağı dayamadan
uyuyabildiğim, kocamın yaptığım yemeği beğenmediği için beni başkalarına
satmaya çalışmadan nefes alabildiğim her gün için kendimi şanslı saymaktan çok
sıkıldım. Umarım siz de sıkılmışsınızdır ve bu durum için “dur” demek
isteyenlerdensinizdir.
Artık “kadın dayanışması” vakti… Artık şiddet gördüğünüz
için susmama ve harekete geçme vakti…
Artık sevgilinizin, birine baktığınızı düşündüğü için size vurması ve
özür dilemesini kabul etmeme vakti…
Bu ülkede hala yaşayabiliyorsak ve bir şekilde önümüze
sürekli engeller koyulmaya devam ediliyorsa, bizden istenen susmamaktadır. Bu
konuda verebilecek en iyi örnek “Çilem Karabulut” olacaktır. Susmadı ve ölmek
istedi. O aslında kimseyi öldürmedi, çocuğunun annesinin yaşamasını sağladı.
Size şiddet görüyorsanız gidip sevgililerinizi, eşlerinizi öldürün demiyorum. Ama
şiddet görüp susuyorsanız, bir şeylere katlanmak zorunda olduğunuzu
düşünüyorsanız yanıldığınızı söylüyorum. Ben ve benim gibiler sizlere yardım
etmek gerekirse evlerimizi sığınmanız adına açmak için buradayız.
Öncelikle eğer şiddet görüyorsanız, polisi aramaktan şikayette bulunmaktan veya eşinizin
şikayette bulunduğunuzu öğrenmesinden korkuyorsanız yapmanız gerekenler;
-
Asla şiddete katlanmayın ve ağlamayın.
-
Telefonunuza her zaman acil durumda aranacak
kişiler listesi ekleyin ve bu listeye kocanızı ilk sıraya yerleştirmeyin.
-
Bu listeyi kullanmanız gerektiğinde tereddüt
etmeyin, numarayı çevirin ve karşınızdakinin sesleri duyması için bağırın.
-
Fakat bu sırada telefonunuza ulaşma
ihtimalinizin düşük olduğu ortada, telefonunuzu alıp kendinizi tuvalete ya da
başka bir odaya kilitlemeniz can güvenliğiniz için size zaman kazandıracaktır.
-
Kim olursa olsun size şiddet uyguladıktan sonra
özür dileyip af bekliyorsa, ona karşı tahammülünüzün kalmadığını kararlı bir
şekilde gösterin. Bugün sadece tokat atanın yarın gırtlağınıza bıçak
dayamayacağını hiçbir zaman bilemezsiniz. Devir garanti devridir ve canınızı
garanti altına almak sizin görevinizdir maalesef.
Şiddetin küçüğü veya büyüğü,
katlanılabilirliği ya da katlanılamazlığı asla yoktur. Şiddete katlanmak
çocuğunuz var ise çocuğunuzun geleceğini olumsuz yönde etkileyecek yegane
nedendir ve düşündüğünüz gibi her şey çocuğunuz için değildir. Sizin hayatta
olmanız çocuğunuzun ruh sağlığı açısından daha önemlidir ve her zaman önemli
olacaktır.
Bu arada, evlendiğiniz adamın “mükemmel”
olduğunu da hiçbir zaman düşünmeyin. Hiçbir kadın onlara göre mükemmel değil
çünkü, unutmayın.
Yaptığınız yemeğin tuzu fazla kaçtı diye
kimse size sesini dahi yükseltemez. Eğer yemeğin tuz oranını beğenmiyorsa;
kendisi o yemeği daha iyi yapacaktı demek, yapsın o zaman.
Eski sevgiliniz, yeni sevgiliniz ile olan
beraberliğinizi kabullenmeyip onu aldatmışsınız gibi davranıyorsa; ailenize bu
durumu söylemekten utanmayın. Onlar sizin aklınıza gelmeyecek pek çok yöntemle
eski sevgilinizi sizden uzaklaştırmak için çabalayacaklardır, hatta polise
şikayette dahi bulunmak isteyerek belki de hayatınızı kurtaracaklardır.
Uzun lafı kısası postumun amacı özetlenecek
olursa şudur;
Gönüllü abla ya da gönüllü abi olmak
isteyen herkes çekinmeden bana ulaşsın.
Şiddet gören kadınlar ve şiddet gören
kadınlara yardım etmek isteyenler; yakınları, akrabaları, komşuları, anneleri, ablaları,
kardeşleri şiddet gören kişiler çekinmeyin. Ulaşın… Siz çare bulamıyorsanız biz
bulalım. Canınızı güven altında tutmak bu ülkedeki herkesin öldürülen kadınlara
borcudur. Mail atın, iletişime geçin.
Psikologlar, avukatlar, manevi yardımda
bulunmak isteyenler; sözüm size!
Mail
atın, iletişime geçin. Yardıma ihtiyacı olan herkesle sizleri birebir
buluşturalım.
İnsanlığın ölmediğini gösterin, buna
ihtiyacımız var.
Mail atın, iletişime geçin;
Bir sonraki postumu yakın bir zamanda
ekleme sözü vererek, yazımı bitiriyorum. Hepiniz hoşça kalın, mutlu kalın.
Unutmayın; daha özgür kadınlar olmamız için sadece birbirimiz varız!